Başkalarının Ne Düşündüğünü Umursamayın
Elizabeth Taylor. Kendisi çok ünlü bir aktör. Bir gün bir video gözüme çarptı. Onunla televizyonda röportaj yapan biri ve başka insanların onun hakkında ne söylemesi ve düşünmesi hakkında bir kısım vardı. Başkalarının Ne Düşündüğünü Umursamayın başlığı altında sizlere bu durumu anlatmak istiyoruz.
Ona, eleştirmenler filmleri yada yaptığı bir şey hakkında yazdıklarında, olumsuz olanları okuyup okumadığını sordu. Hayır, onları okumuyorum, dedi. Sonra gazeteci neden okumadığını sordu. Çünkü onların söylediklerine inanmaya başlamak istemiyorum, dedi. Sonra ekledi, başka bir yandan da olumlu olanları da okumuyorum, dedi. Sonra gazeteci tekrar sordu, neden hakkında yazılan olumlu şeyleri okumuyorsun? Çünkü onlara da inanmaya başlamak istemiyorum, dedi.
Söylenilenlerin başka birisinin fikri ya da bakış açısı olduğunu anlıyor. İnsanlar başkalarının ne düşündüğünü umursayarak çok fazla zihinsel enerji kaybediyor.
Başarısızlıklarına gelince başkalarının ne düşündüklerini önemsiyorlar, başarı korkuları yüzünden başkalarının ne düşündüklerini önemsiyorlar. Şunu yapmak istemiyorum ya da onu yapmak istemiyorum. Çünkü belki birileri hakkımda kötü düşünür ya da başarılı olursam pek çok insan bendne hoşlanmayacak ya da hakkımda konuşacak, diyorlar.
Kendi zihniniz de olanları analiz etmeyi kestiğinizde yapmayı bıraktığınız ya da yaptığınız şeyleri daha iyi yapabildiğinize şaşırırsınız. Çünkü bilinçli olarak ya da bilinçaltınız da başka insanların ne düşünebileceği konusunda endişeleniyorsunuz. Eğer bu konuda çok endişelenirseniz büyüyemezsiniz ve yapabileceğiniz o harika şeyleri yapamazsınız. Çünkü kendinizi durduruyorsunuz. Benim hakkımda ne diyecekler? Ya şöyle derlerse ya böyle derlerse, diye düşünüyorsunuz.
Elizabeth Taylor gibi biri olmanın nasıl olacağını bir düşünsenize. Normal insanların etki alanında 10-20 kişi olur. Bu 10-20 kişi arasında bazıları hakkınızda olumsuz şeyler söyleyecekler. Bu etki alanını 15-20 kişiden 15-20 milyon kişiye genişletelim. Şimdi hakkınızda konuştuklarını düşünsenize, hakkınızda gerçekten çok fazla şey söyleyecekler.
Küçük bir etki alanındaki kişilerin hakkınızda söyleyecekleri olumsuz şeyler aynı oranda kalacak ama kişi sayısı arttıkça büyükçe bir oranda hakkınızda pek çok şey söylenecek. Küçük şeylerle başa çıkamazsanız büyük şeylerle de başa çıkamazsınız. Bu yüzden pek çok insan başarıya giden yolda başarısız oluyor. Bu yüzden bugün bunu bir düşünün ve başkalarının ne düşündüğü konusuna takılmamaya çalışın. Çünkü bu zihninizde yer kaplıyor.
Başkalarının Ne Düşündüğünü Umursamayın adlı yazımızın sonuna geldik. Bir sonraki yazıya kadar esenle kalın
Siz istediğiniz kadar başkalarının düşüncelerine önem vermeyin. Etrafa negatif enerji yayan bir insan ile hayatınız kesişince ister istemez sözleri ile sizi etkileyecek ve ister istemez onun sözlerine önem vermeseniz bile doğru kararlarınızdan vazgeçmenize sebep olacaktır.
Başkaları bu demiş, şu demiş boş ver arkadaş. Sen bildiğini inandığın şeyleri yap yeter. Senin ne mutlu ediyorsa onu yap. Hayatı başkalarına göre yaşarsan hiç mutlu olamazsın bunu unutma.
Elalem ne der düşüncesi olmasaydı insanlar özgür olurdu. Bakın iskandinav ülkelerine, avrupaya insanlar istediklerini yapıyorlar elalem ne der düşüncesi olmadan bu bir takıntı hastalığıdır.
Zaten tüm başarısızlıkların temel nedeni elalem ne der sözü bana kalırsa. Alacağımız kararlarda biraz cesur olmak her açıdan bize faydalı olacağı kanısındayım.
Başkalarının Ne Düşündüğünü Umursamayın demek kolay ama insan çoğu zaman umursamak yüzünde kalıyor. Bizler büyümeye başladığımızda bile elalemin çoğu ile hep yarıştık şimdi de elalemin çocuğunun ne dediğini umursamamak kolay değil.
Çok faydalı bir gönderi!
Nice Article!