Hayatınızı Değiştirecek Motivasyon Konuşması
Hayat sizce nedir? İnsanlar bu konuyu pek dile getirmezler ama davranışlarıyla ve alışkanlıklarıyla adeta şunu söyler: “Hayat yaşlanıp ölmeyi beklediğimiz yerdir.” Bir yazarda şöyle söylemiş: “İnsanlık sessizce çaresizlik hayatı sürmektedir.” Bugün sizlere hayatınızı değiştirecek motivasyon konuşması konusu altında üzerinizdeki ölü toprağını atmanızı sağlayacak şeyler söylemek istiyorum.
Bu yazıdaki anlatılanları sizinle konuşuyorlarmış gibi düşünerek okumanızı istiyorum. Kim olduğunla, yaşınla, cinsiyetinle, kıyafetinle, siyasi görüşünle yada dünya görüşünle ilgilenmiyorum. Bunların hiçbiri birazdan yazacaklarımı okumana engel olmayacak.
Başlayalım.
Herkes için ve her durumda kesin olan şudur ki insan hayalleri varsa yaşar. Seninde bir hayalin var ve muhtemelen şimdiye kadar o hayallerini gerçekleştirmek için vaktini boşa harcadın. Ya erteledin yada korktun yada cesaret edemedin. Büyük bir ihtimalle de bu durumları yaşamandaki sebepte çevrendeki insanlardı. Çünkü sana hayallere kapılmamanı söylediler. Belki de koca okyanus olan hayallerini bir avuç sığ suya çevirdiler. Yine de kalbinin bir köşesinde hala bu hayallerin canlı olarak yaşamakta. Gel beni ayağa kaldır diyor. Şimdi sizi harekete geçirecek bir şeyler söylemek istiyorum.
Dünyanın en zengin yeri neresidir? Bunu bir düşünün. Amerika, Japonya, İsviçre gibi yerler dediniz değil mi? Bilemediniz. Dünyadaki en zengin yer mezarlıklardır. Çünkü orası icraata geçilmemiş fikirler, düşünülmüş ama gerçekleştirilmemiş projeler, söylenmemiş şarkılar, yazılmamış kitaplar, girişilmemiş işlerle doludur.
Neden onca fikir ve proje gerçekleştirilmedi ve mezarda? Çünkü korkmuşlardı. Başkalarının yapamazsın, bu kadarda uçulmaz ki, beceremezsin, yapılabilecek bir şey olsaydı başkaları yapardı, sözlerini dinlediler ve hayallerinden vazgeçtiler. O kişiler belki senin yaşlarındaydı. Belki de senin yürüdüğün sokaklardan yürüdüler. Ama düşündüklerini gerçekleştirecek cesaret onlarda yoktu.
Peki senin için güzel haber ne? Mezarlıkta değilsin. Yani henüz değilsin. Şunu biliyorsun: tek bir hayatım var ve geçen hiçbir saniye bir daha geri gelmeyecek. Yazıyı şuan ki okuduğunla sonraki okuduğun zamanki psikolojin aynı olmayacak. Çünkü birbiriyle aynı şey yoktur bu dünyada. Hiç kimsenin parmak izi aynı değildir. Ya da bir kitabı kaç kez okursan oku her seferinde farklı şeyler anlarsın. Zaman evrende olduğu gibi insanı değiştirerek geçer. Duran hiçbir şey yoktur. Her şey bir devinim halindedir. Sürekli değişir.
Bu yazının aynısını bir daha yazamayacağım, bu anın aynısı bir daha hiç gelmeyecek. İşte bundan dolayı zaman her şeyden daha değerlidir. Bir bilgeye sormuşlar: “Kör doğmaktan daha kötü ne olabilir?” diye. “Görme yetisiyle doğup,etrafındakileri görememektir.” demiş bilge.
Etrafına bir bak.
Kitlelerin umutsuzluğuna rağmen bir çok alanda başarılı insanlar çıkıyor. Çünkü bu insanlar hayallerinin peşinden koşmaktan vazgeçmiyorlar.
Kendini yalnız hissetme.
Mücadele etmiş, hayallerine inanmış insanlarla aynı havayı soluyorsun. Düşündüğün her neyse bunun başarılı örnekleri var. Dünyada başarılacak o kadar çok şey var ki. Birçok hastalığın tedavisi hala bulunamadı. Afrika’da her yıl 5 milyon çocuk susuzluktan ölüyor. Bakın internetsizlikten, televizyonsuzluktan, marka telefonlarının olmayışından bahsetmiyorum. Maalesef bu durumları görmezden gelip “biz işimize bakalım.” diyen birçok insan var.
Neden cennete gitmek için ölmeyi bekliyoruz? Neden çevremizi, ülkemizi, yaşadığımız dünyayı da cennete çevirmiyoruz. Neden olmasın? Neden hayallerimizin peşinden koşmayalım. Birileri imkansız dedi diye mi? Toplumun baskısından korktuk diye mi? Çevremizdeki insanlar bizi kınar diye mi?
Belkide bazı başarılar gerçekleşmek için bizi, seni, beni bekliyor. Neden olmasın?
Bugün sizden bir ricam var. Böyle büyük bir hayal kurun. Sonra bir ortama çok samimi dostlarınızı çağırın. Teker tekerde anlatabilirsiniz, direk ortaya da söyleyebilirsiniz. Göreceksiniz, çok özel bir ortamda yaşamıyorsanız oradaki insanların büyük çoğunluğunun size söyleyeceği ilk şey bu hayalinin neden dolayı gerçekleşmeyeceğidir.
Diğer ricam ise yanınızda el freni vazifesi gören insanlardan kurtulun. Artık onları dinlemeyin. Çünkü bir daha bu dünyaya gelmeyeceğiz. Onların sizi durdurmasına izin vermeyin. Tarih etrafındakiler yüzünden paçasından tutulup aşağıya düşürülen insanlarla doludur. Biz bu dünyaya başkalarının hayatını yaşamaya gelmedik ki. O yüzden kendi hayatınızı yaşayın. Kendi eserlerinizi üretin. Kalabalıkların sizi götürmeye çalıştığı yerlere gitmeyin. Kendi yolunuza bakın.
Her kim olursanız olun kendinizi eğitin. Burada liselerden, üniversitelerden bahsetmiyorum. Bahsettiğim nokta iç eğitim. Maddiyatla hayatını idare eden kişiler 25 yaşında ölür ama 75 yaşında gömülürler. Etraf, hayatınızı değiştirebilecek güzel insanlarla dolu. Gidin onları bulun.
Hayatınızı değiştirecek motivasyon konuşması başlığı altında kendinizi harekete geçirmeniz ve bunu geç olmadan yapmanız için anlatımda bulundum. Bir daha ki yazıya kadar esenle kalın.
Bugün gerçekten hedeflerime karşı motivasyonum düştüğü için destekleyici bir etkene ihtiyaç duyduğum ve herhangi bir siteye girip motivasyon yazısı okumak istedim. Benim problemim hedeflerime karşı motivasyon düşüklüğü değil, hedeflerime doğru giden yolda yaşadığım çokça motivasyon kırıklıkları. Yazının başında bahsettiğiniz gibi birçok insan gibi ben de hedefleri olan biriyim ama hedefleri doğrultusunda adım atmaktan korkan biri değilim. Tam aksine hedefime ulaşabilmek için bulunduğum yerleri ve pozisyonları ne şekilde, hangi imkanlarda olursa olsun hedefime doğru yönlendirip, yaşadığım her türlü olumsuzluğu hedefim doğrultusunda fırsata çevirmeye çalışacak kadar da iç motivasyonu kuvvetli biriyim. Benim bu yolculuğum bu ilerleyişimi kimileri hırs diye yorumluyor. Yorumların bir önemi yok ama bazen bu yolculuktaki kendi çabam beni çok yorup yıpratıyor. Ve bugün durup nefes almak isteyip, arkama yaslandığımda hissettiğim gerçekten dağılmış olduğumdu. Yaşımda çok genç, henüz 23 yaşındayım ama o yorgunluk artık fiziksel olarak da kendini göstermeye başladı. 3 gün önce yaşadığım beni hastanelik eden panik atak krizi gibi… Kendi hedefim doğrultusunda attığım bu adımların bana iyi gelip gelmediğinden de emin değilim artık. Hedefime vardığımda, ki buna çok inanıyorum, bitmiş bir ben kendime çevreme ne kadar mutluluk verir emin değilim. Belki de hedefime ilerleyiş şeklimi, yöntemimi tekrar düşünüp değerlendirmeliyim… ama sonuç olarak bugün burada bu yazıyı okumaya ihtiyacım vardı. Açıkça söylemek gerekirse bu yazıyı okumak değil de, şu yazdıklarımı yazmak biraz daha iyi geldi bana.
Hayaller, emekler, istekler… Maalesef hedeflere ulaşabilmek eskisinden de zor. Yine de pes etmemeye devam! ve şunu unutma; hiç bir sebep yada sonuç kendinden daha önemli değil. O yüzden sağlığına ve kendine saygına dikkat et. Hedeflerine ulaştığında bilgilendirmeni bekliyor olacağım. Sağlıcakla kal.
Aslında benim de çok büyük hedeflerim var boş boş oturmuyorum ama hedeflerim doğrultusunda giderken yapmaya veya çabalamaya çalıştığım şeylerin olmaması, yapamam beni çok kötü kırıyor sorun Bende ama cevabını bir türlü bulamıyorum neden yapamıyorum bunun sebebine aslında bu motivasyon konuşmasına bile çabaladiğim şeyin yine de bir yenilgiye uğramasıyla buraya geldim ama ben pes ermicem o sorunu bulana kadar devam edicem anlayana kadar :))
Çabalamaya devam 🙂
Merhaba…
Network Marketing sistemi ile çalışan bir firmanın üst düzey kariyerindeyim. Yorumlarınızı okudum ve sadece size bir nebzede olsa katkıda bulunmak istedim.
Hayat 4 evreden ibarettir.
1.Doğum
2.Büyümek
3.Yaşamak
4. Ölmek
Yani insanlar doğar, büyür, yaşar ve ölürler. Biz dört evrenin sadece 3’ünü görebiliyoruz. Doğum, büyümek ve ölmek. Yani yaşamıyoruz, bazılarımız nefes almayı yaşamak sanar, hayır nefes almak yaşamak değildir. İstediğin hayatı yaşarsan ve vîzyoner bir insansan, hedeflediğin noktaya ulaştıysan doğru nefes alırsın ve gerçekten yaşarsın. Bu dört evreyi unutmayalım.
Bir diğer konu ise insanlar hayaller kurarlar, hedeflerimiz var ama bu yolda çok yoruldum bazen negatife düşüyorum şeklinde problemlerle karşılaşıyoruz. Unuttuğumuz bir şey var ; hayal ettiklerimize kavuşmanın süreçleri vardır, yani başarı süreçle oluşacak bir olgudur. Hayal ediyoruz ama istediklerimiz ve yaptıklarımız örtüşmüyor. Çok şey istiyoruz, çok çalışıyoruz. Hayır çok çalışmak değil mühim olan akıllı ve verimli çalışmaktır önemli olan. Her ne yapıyorsanız yapın, öncelikle inanarak yapın, asla vazgeçmeyin. Çünkü dünyada hiç kimse sizden daha değerli değildir. Hiç bir zorluk ve engel hayallerinizden güçlü değildir. 12 ay önce cebimde dolmuş parası yoktu ama krizi fırsata çevirmeye ve bu uğurda tüm fedakarlıkları yapmaya and içerek başladım. Şuan ayda 50 ila 60 bin bandında aylık kazancım var ama şimdilik bu böyle. Herşeyden 1 yıl feda ettim şimdi kar elde ediyorum. Devam edin arkadaşlar, herşeyden güçlüsünüz. Her zaman kolay olan şeyleri yapın, daha kolay şeyleri tercih etmeyin.
Erken uyanmak kolay
Uyanmamak daha kolay
Bu sadece küçük bir örnektir kolay olanı tercih edin, daha kolay olan hayatınızdan herşeyi çalacaktır. Instagram’da istediğiniz soruyu sorabilirsiniz.
İnstagram. dozdar.simsek
Güzel yorumunuz için teşekkür ediyorum.