asiri-kiskanc-erkek

Kıskançlık ile Sahiplenmek Arasındaki Farklar

Kıskançlık, ilişkilerdeki önemli duygulardan bir tanesidir. En önemli duygu ise sahiplenmektir. Yani kıskançlık eğer sahiplenme modunda yaşanıyorsa bu gerçekten güzeldir ve erkeğin kadınla olan ilişkisine ciddi baktığını belirten çok önemli bir göstergedir. Fakat bu iki kavram karıştırılmaktadır. Kıskançlık ile Sahiplenmek Arasındaki Farklar başlığı altında aralarındaki farklardan bahsedeceğiz.

Peki sahiplenme ile kıskançlık arasındaki fark nedir?

Sahiplenen insan profili, sizin özel alanınıza müdahale etmez. Hobilerinize, vakit geçirdiğiniz kurslara, arkadaş çevrenize, arkadaş çevrenizdeki ilişkilerinize müdahale etmez ve size güvenir. Size güvenen bir insan aynı zamanda kendisine de güveni olan insandır. Tabi bir kişi güveni zedeleyecek hareketlerde bulunursa ilişki orada biter zaten. Lakin 25-30 yaşına gelmiş insanların birbirlerine karşı bir güvensizliği varsa eğer, işte bu aşırı kıskançlığa dönüşür. Bunun arkasında aldatılmışlık, kendine güvensizlik gibi sebepler olabilir. Bu olayların perde arkası çocukluğuna kadar gidebilir. Sevgi eksikliği, sahiplenme eksikliği, ailesine karşı nefret, arkadaşları arasında aşağılanma duygusu kişinin özgüvenini yerle bir etmiş olabilir. Dolayısıyla aşırı kıskançlığın sebepleri sadece size karşı bir güvensizlik değil, psikolojisindeki kırılmalardan da kaynaklanabilir. Bu durumdaki kişi ciddi bir terapi almalı.

Sahiplenen erkek, birlikte olduğu kadının kendi özel ilgi alanlarına kesinlikle müdahale etmez. Örnek olarak partneri dans kursuna gitmek isteyince “Dans kursuna gidemezsin.” demez. Güvensizlik ibaresi olmaz. Kadın aldatacaksa dans kursunda mı aldatacak? Siz yanında olmadığınız da duraktaki tanıştığı birisi ile de aldatabilir. Hayatına birisini her hangi bir yerden dahil edebilir. Eğer ki bir kadının aklında kesinlikle böyle bir şey yoksa hiç bir şekilde böyle bir olayı yapmaz. Çünkü erkeğine bağlıdır.

kiskanclik-duygusu
Kıskançlık Duygusu

Şimdi sizlere bir tüyo vereceğim: Eğlenmeye gittiğinizde hayatında sadık olduğu bir sevgilisi olan kadını çok rahat anlarsınız. Hemde çok kolayca. Bir kadın grubu düşünün. Üç-dört tane kadın birlikte bir köşede oturuyorlar, muhabbet ediyorlar. Sizde dışarıdan onlara bakıyorsunuz. Bir kaç tanesinin ayakları mekan tarafına doğru dönük olduğunu görürsünüz ve bu kişiler sürekli etrafına bakıyordur. Net olarak söylüyorum ki bu tarz kadınların gözü dışarıdadır. Birisiyle tanışabilir miyim ki duygusu vardır onlarda. Sosyalleşmek istiyorlardır.

Bu arada bu profilde olmaları hafif bir kadın oldukları anlamına gelmez. Zaten bu tarz mekanlarda sosyalleşirsiniz. Çünkü amaç budur. Bu kişilerinde hayatlarında birisi olmadığından dolayı sosyalleşmek istemeleri gayet doğaldır. O kadınların yanında da sadece arkadaş grubu ile ilgilenen, telefondan gelen mesajlarla uğraşan, mekanla ilgilenmeyen kadın, hayatında birisi olan bir kadındır. Bu net bir şekilde anlayabilirsiniz. O yüzden kadının aldatma gibi bir gayesi yoktur. Dolayısıyla sahiplenen bir erkek bunu bilir. Bu yüzden onu yapma, şuraya gitme, şu insanla görüşme gibi sözler aşırı kıskançlığa giren davranışlardır.

Sahiplenen erkek bu tür davranışlara girmez ama sahiplenen erkek sorar. Çok önemli bir konu bu. Üslup farkı çok çok önemlidir. “Sen nereye gidiyorsun böyle” diye değil, “Nereye gideceksin?”, “Tamam, kaça kadar kalırsın canım?”, “Eve ulaştığında bana bilgi verir misin? Aklım sende kalır yoksa!” şeklinde sorular sorulması, günlük hayat içerisinde ne olacağının belli olmamasından dolayı onu merak edeceğinizi güzel bir yolla anlatmaktır. Bu, sahiplenen erkek davranışıdır. Yani hiç bir şekilde bir şey sormayan, hiç bir şekilde ilgilenmeyen bir adam, sahiplenen birisi değildir. Bu tamamen ilgisiz bir erkektir, ilişkiye önem vermeyen bir erkektir.

Aşırı kıskanç erkek bırakın sormayı, soru bombardımanına tutmaktan sizi gideceğinize de gitmek istemenize de pişman eder. Sahiplenme ile kıskançlık arasında çok önemli farklar vardır. Davranış biçimlerinde, yaklaşım tarzlarında ve üsluplarında görürsünüz bu farkları. Kıskanç insan, sürekli suçlar. Sizi sürekli olarak bir şeyler yaptığınıza dair itiraf ettirmeye çalışır, sizi iğneler. Nefes aldırmaz. İşin kötüsü bu davranış şekli partneri aldatmaya itiyor. Aşırı kıskançlıktan dolay sizi sürekli didikleyen, suçlayan bir partnere sahipseniz evlendiğiniz zamanda bir kabus olarak hayatınızda yer almaya devam edecektir.

Kıskançlık ile Sahiplenmek Arasındaki Farklar adlı yazımızın sonuna geldik. Bir sonraki yazıya kadar esenle kalın.

4 Yorum var “Kıskançlık ile Sahiplenmek Arasındaki Farklar

  1. Bana göre kıskanç erkek sevgilisinin her şeyine karışır tabi bazı kızlar böyle erkeklerden hoşlanıyor. Aşırı kıskançlıkta kızı kendinden soğutabilir diye düşünüyorum.

    1. Güvensizlikten değilde mesela açık giyindiğim de çevremde ki erkeklerin bana bakmasından rahatsız oluyor. benim aldatacağımı düşündüğünden değil ama bana bu kadar açık giyme diyor ama bence adamların bana bakmaması gerekiyor böyle bir ikilemde kalıyoruz buna yorumunuz ne

  2. kışkançlık ve sahiplenmek çok farklı şeyler.kıskançlık onu paylaşamamak.
    sahiplenmek ise onu desteklemek yanında olmak. kıskanş insan sadece kendine ait olsun ister.

  3. Kiskanmak hakkında yanlış düşünüyorsun.
    Kiskanmak karsimdaki sevgilin veya her kimse onda bulunan durumu senin olsun istemek, o durumu kaybetsin istemek veya o durumdan daha üst düzey olanı sende olsun istemek kısacası çekememek.
    Eşine mini eteği giydirmemenin sebebi mesela kıskanmak olmuyor çünkü evde giyince sorun etmezsin.disarida insanların bakmalarını engellemek ne sahiplenmek nede kıskanmak.Paylaşamamak oluyor.
    Sahiplenmek herşeyin herturlu olayın en pozitif uç noktasına benim izin verdigim Çerçevede hakkı var diyebilme hissidir ve karşıdaki varlığın durumuna göre uzayan mecazi anlamda kolları bulunan Engel olunamayan bir histir

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

ofke-kontrolu-calismasi Önceki Yazı Öfke Kontrolü Nasıl Sağlanır?
okuma-aliskanligi-ve-onemi Sonraki Yazı Kitap Okuma Alışkanlığı Nasıl Kazanılır?